Bilmece Gibi Bir Yıla Hazır Mıyız?


ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülke, yüksek enflasyonla mücadele ardından faiz oranlarını düşürmeye
çalışırken, küresel piyasalar yeni yıla belirsizlikler ile başlıyor. 2025’te finansal piyasaların takip edeceği
gelişmelerin oldukça dinamik ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu düşünüyoruz. Küresel piyasalarda 2025
yılında;

  1. küresel ticaret savaşları,
  2. yapay zeka gelişmeleri, 
  3. enflasyonist baskılar ve merkez bankaları politikaları 
  4. jeopolitik riskler takip edilecek konu başlıkları arasında yer alıyor.


Küresel Ticaret Savaşları


Piyasalar 2025 yılına ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın bazı ülkeler için açıkladığı ilave gümrük vergileri
ve bu ülkelerin misilleme adımlarıyla başlıyor. ABD’nin yüksek dış ticaret açığı verdiği ülkeler bu savaşın ilk
muhatapları olarak ön plana çıktı. Bu ülkelerin başında Çin, Meksika ve Kanada geliyor. ABD yönetimi, Kanada
ve Meksika'dan ithal edilen mallara Şubat ayı başı itibarıyla %25, Çin'den yapılan ithalata %10 oranında ek
gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu. Ek gümrük vergisi ardından Donald Trump, sınırda göç ve uyuşturucu
kaçakçılığıyla mücadele için daha sert önlemler almayı kabul etmeleri üzerine Kanada ve Meksika’ya %25 gümrük
vergisi uygulama kararını 4 Mart’a kadar ertelemeyi kabul etti. Öte yandan Meksika ve Kanada, ABD'nin en
büyük iki ham petrol tedarikçisi olurken, Çin, Meksika ve Kanada, ABD ithalatının %42'lik kısmını oluşturuyor.
ABD’nin tarife adımına karşılık Çin, Avrupa ve diğer ticaret ortaklarının ABD'ye yönelik misilleme adımları
yakından takip ediliyor.
Bu durum, 2025 yılında küresel ticaretin yavaşlamasına, ihracata dayalı ekonomilerde (Çin, Almanya, Güney
Kore vb.) daralmaya ve tedarik zincirinde aksamalara yol açabilir. İlave gümrük vergilerinin ekonomik büyümeye
zarar verebileceği, fiyatları yükseltebileceği ve iş kayıplarını artırabileceğinden, 2025'te küresel büyüme ve
enflasyon açısından oldukça büyük ve negatif bir etki yapması öngörülüyor. Ancak OECD, risklere rağmen
2025’te küresel büyümenin dirençli kalabileceğini düşünüyor. OECD’ye göre küresel ekonominin 2025’te %3,3
büyümesi bekleniyor.
Yıl içerisinde Trump’ın izleyeceği ticaret politikaları, finansal piyasalarda “tail risk” olarak nitelendirdiğimiz
kuyruk riskini; nadir, uç ve sıra dışı olayların meydana gelme olasılığını artırdığını düşünüyoruz. Trump’ın ilk
başkanlık dönemini incelediğimizde, söylediği nadir ve ekstrem konuları her zaman uygulamadığını görüyoruz.
Bundan dolayı, 2025 yılında tarifelerin beklenen kadar geniş olmaması, petrol fiyatlarında keskin düşüşe paralel
enflasyonist beklentilerin aşağı yönlü evrilmesi olumlu kuyruk fırsatları olarak karşımıza çıkabilir

Yapay Zeka Gelişmeleri


ABD’de “muhteşem yedili (Mag7)” olarak adlandırılan teknoloji devleri Alphabet, Amazon, Apple, Meta,
Microsoft, Nvidia ve Tesla, 2024 yılını %12 - %171 arasında değer kazanımıyla tamamladı. Küresel piyasaları
etkileme gücü yüksek olan bu yedi şirketin piyasa değeri 18 milyar doları aşarak, çoğu ülkenin GSYİH'sini geride
bıraktı.
Bu yüksek değerlemeler, piyasa oynaklığı konusundaki endişeleri beraberinde getiriyor. Bundan dolayı, ABD ve
dünya piyasalarında teknoloji sektöründeki bu ivmelenmenin “sürdürülebilirliği” konusunda sorgulamaların
artmaya başladığını söyleyebiliriz.

2025 yılında yapay zeka teması devam etse de, yatırımcıların gelir ve marj beklentileri volatilitenin yüksek
seyretmesine neden olabilir. Öte yandan, yeni yapay zeka araçlarının (AI Agent) tanıtılması, sektörü
desteklemeye devam edecek gelişmeler arasında yer alıyor. Şubat ayında Paris’te gerçekleştirilecek “Yapay Zeka
Eylem Zirvesi” ve Nisan ayında Ruanda’da yapılacak “Afrika Yapay Zeka Zirvesi” gibi etkinliklerde yapay zekanın
gelişimi ve kamu yararına nasıl kullanılabileceği tartışılacağından, “muhteşem yedili” hisselerinde yaşanabilecek
fiyat hareketleri risk iştahı üzerinde belirleyici olabilir. Ayrıca bu şirketlerin yüksek seyreden piyasa çarpanlarının
önümüzdeki süreçteki sürdürebilirliği ise piyasalar açısından merakla takip edilen konu başlıkları arasında yer
alıyor.


Enflasyonist Baskılar ve Merkez Bankaları Politikaları


Yüksek enflasyonla mücadele kapsamında ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülke, artırdıkları politika
faizlerini 2024'ün ikinci yarısından itibaren indirmeye başladı. ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez
Bankası (ECB) 2024 yılında 100 baz puan faiz indirimine gitti.
2025 yılında faiz indirim döngüsünün devamı beklenirken, ABD’de yeni yönetimin teşvikleri ve ticaret savaşları
gibi riskler, küresel ekonomide tekrar enflasyonist baskıları gündeme getirme endişesi piyasaları tedirgin ediyor.
Trump’ın tarifelere yönelik söylemleri ve diğer ülkelerden gelen misilleme adımları sonrasında olası ticaret
savaşlarının genişleme olasılığı, piyasalarda tahvil getirileri ve dolar endeksinin (DXY) yükselmesine neden
olurken, risk iştahı üzerinde baskı oluşturuyor.

Trump’ın söylemleri ve uygulayacağı politikalar sonrasında güçlü dolar temasının devamını beklerken, risklerin
ortaya çıkması ve önümüzdeki süreçte alevlenmesi halinde küresel merkez bankaları faiz indirim döngüsünde
bekle-gör moduna geçebilir.
Piyasalar, gelişmelerin seyrine göre yıl içerisinde faiz artırım riskleriyle karşı karşıya kalabilir. Fed’in son
paylaştığı “Ekonomik Projeksiyon ve Dot Plot” raporunda 2025 için 50 baz puan faiz indirimi öngörülüyor. CME
Fed Watch traderları, yaşanan son gelişmeler sonrası Fed’in 2025 yılında 25 baz puan faiz indirimine gitmesini beklemektedir.

Jeopolitik Riskler


Küresel piyasalarda Rusya-Ukrayna, Çin-Tayvan ve Orta Doğu’daki gerilimler, yeni yılda da piyasaların odak
noktasında yer almaya devam edeceği düşündüğümüz gelişmeler arasında yer alıyor. Trump’ın yeni başkanlık
döneminde savaşı bitireceğine yönelik mesajları dikkat çekici olsa da, Trump ve yönetim kadrosunun farklı
yaklaşımları, 2025’te jeopolitik gerilimlerin ön planda kalmaya devam edebileceğine işaret ediyor. 20 Ocak’ta
görevin devranılması ardından yapılan görüşmeler ve izlenecek politikalar, küresel piyasalar açısından yakından
takip edilmeye devam ediyor.
Türkiye’nin ise Suriye'deki rejim değişikliği ve Trump'ın iktidara dönüşünün ardından, 2025 yılında olumlu
jeopolitik değişimlerden faydalanma potansiyelini yüksek görüyoruz. ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerde
potansiyel bir iyileşme, F-35 programı dahil olmak üzere çeşitli konularda işbirliğinin önünü açabilir. Suriye’nin
yeniden inşası, Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’daki çatışmanın çözülmesiyle sağlanacak bölgesel istikrar,
Türkiye için önemli fırsatlar sunabilir.
Öte yandan, yıl içinde küresel ölçekte yaşanabilecek siyasi istikrarsızlıklar, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi
olan Çin’e yönelik endişeler, Japonya ekonomisindeki faiz artırım beklentileri, tahvil faizlerinde sert yükselişler
ve emtia fiyatlarındaki yüksek volatilite takip edilmesi gereken konu başlıkları arasında yer alıyor.

 


chatbot